top of page
TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ VE SATIŞINDAN KAYNAKLI ALACAK DAVALARI 

Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir¹. Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün halinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir². Ticari işletmenin devri, Borçlar Kanunu'nun 202. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu'nun 11. maddesi hükümlerine göre gerçekleştirilir.

Ticari işletmenin devri, devreden ve devralan arasında yazılı bir sözleşme ile yapılır³. Sözleşmede tarafların kimlik ve adres bilgileri, ticari işletmenin sözleşme dışında bırakılan unsurları, ticari işletmenin bir bütün olarak ve devamlılığını sağlayacak şekilde devredildiğine ilişkin şartsız beyan, ticari işletmenin satış fiyatı ve ödeme şartları yer alır. Sözleşme, ticaret siciline tescil edilir ve ilan olunur. Ayrıca, duruma göre Rekabet Kurulu'ndan izin alınması da gerekir.

 

Ticari işletmenin devri Ticari işletmenin devri, Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 11/2 ve 11/3 uyarınca, işletmenin tüm aktif ve pasif unsurlarının bir bütün halinde devredilmesi işlemidir. Bu işlem, ticaret sicili yönetmeliği madde 133/2 gereği ticaret siciline tescil edilir (1). devir sonucunda, devralan, ticari işletmenin aktif ve pasifleri ile birlikte sahibi olur. Bu kapsamda, ticari işletmeye tahsis edilen unsurlar (duran malvarlığı, işletme değeri, kiracılık hakkı, ticaret unvanı, fikri mülkiyet hakları vb.) devralana geçer. Ayrıca, ticari işletmeye sürekli olarak özgülenen malvarlığı (alacaklar, borçlar, sözleşmeler vb.) de devralana intikal eder.

 

Ticari işletmenin devrinden kaynaklanan Davaları ikiye ayırabiliriz. İlki taraflar arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanan alacak davası; ikincisi ise devir sonucu 3. kişilerin alacaklarından kaynaklı deviralan ve devredene yönelttikleri davalardır.

 

Taraflar arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklı davalar, genellikle devreden veya devralan tarafından açılır. Devralan tarafın alacağı olan ticari işletmenin ayıplı olması halinde ise, ayıplı ifadan doğan seçimlik haklarını kullanarak fesih veya indirim talep edebilir veya tazminat isteyebilir.

Ticari işletmenin satışı veya devrinden kaynaklanan alacak davasında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de zamanaşımı süresidir. Zamanaşımı süresi, genel olarak 10 yıl olmakla birlikte, bazı durumlarda daha kısadır. Örneğin, satış bedelinin ödenmemesi halinde zamanaşımı süresi 5 yıl, ticari işletmenin ayıplı olması halinde ise 1 yıl olarak uygulanır.

Ticari işletmenin satışı veya devrinden sonra devreden ve devralanın işletmenin borçlarından 3. kişilere  sorumluluğu ise , Borçlar Kanunu'nun 202. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Buna göre, devralan, ticari işletmenin borçlarından dolayı alacaklılara karşı sorumlu olur. Bu sorumluluk, devrin alacaklılara bildirilmesi veya ilan edilmesinden itibaren başlar. Devreden ise, devralan ile birlikte alacaklılara karşı ticari işletmenin borçlarından **müteselsil** olarak sorumlu olur. Bu sorumluluk, devrin alacaklılara duyurulmasından veya ilan edilmesinden itibaren **2 yıl** içinde zamanaşımına uğrar².

Bu durumda, alacaklılar, ticari işletmenin borçları için hem devredene hem de devralana karşı icra takibi yapabilirler. Ancak, devredenin sorumluluğu 2 yıl sonra sona ereceği için, bu süreyi geçirmemeleri gerekir. Ayrıca, devredenin sorumluluğu, borcun aslı ve faizi ile sınırlıdır. Devreden, devralandan daha fazla bir miktar ödemek zorunda değildir³.

Açılan dava ve/veya icra takibinde görevli mahkeme/icra dairesi ise, genel olarak ticari işletmenin bulunduğu yerdeki mahkeme/icra dairesidir⁴. Ancak, taraflar arasında farklı bir yetki anlaşması varsa veya alacaklıların ikametgahları farklı yerlerde ise, bu durumlar da dikkate alınabilir.

Ticari işletmenin satışı veya devrinden kaynaklanan alacak davası ile ilgili Yargıtay kararlarından bazıları şunlardır:

- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2018/10233 E. 2019/10034 K. sayılı kararında, "Ticari işletmenin devri sözleşmesinde, devredenin ticari işletmenin borçlarından sorumlu olmadığına ilişkin bir hüküm bulunmaması halinde, devreden, devralana karşı ticari işletmenin borçlarından müteselsil sorumlu olur. Bu sorumluluk, devir sözleşmesinin tescil ve ilanından itibaren 2 yıl içinde zamanaşımına uğrar." 

- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2018/10668 E. 2019/10317 K. sayılı kararında, "Ticari işletmenin devri sözleşmesinde, devralanın satış bedelini ödememesi halinde, devredenin ticari işletmeyi geri alacağına ilişkin bir hüküm bulunması halinde, bu hüküm bir fesih şartı olarak değerlendirilir. Bu durumda, devredenin fesih şartının gerçekleşmesi üzerine ticari işletmeyi geri almak için dava açması gerekir." 

- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2017/10769 E. 2018/10205 K. sayılı kararında, "Ticari işletmenin devri sözleşmesinde, ticari işletmenin ayıplı olduğu iddiasıyla devralanın fesih veya indirim talep etmesi halinde, bu taleplerin zamanaşımına uğraması için ticari işletmenin devri tarihinden itibaren 1 yıl geçmesi gerekir. Bu süre içinde dava açılması halinde, zamanaşımı def'i ileri sürülemez."

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E.2020/1855, K.2020/4642, T.02.11.2020 tarihli kararında, ticari işletmenin devri durumunda, devralanın, devredenin işletme ile ilgili borçlarından sorumlu olduğunu belirtmiştir. Ancak bu sorumluluk, devir tarihinden önceki borçlar için sınırlıdır ve devir tarihinden itibaren 2 yıl süreyle geçerlidir (2).

Bir başka Yargıtay kararı olan 11. Hukuk Dairesi, E.2019/4473, K.2020/1414, T.17.02.2020 tarihli kararda ise, ticari işletmenin devri durumunda, devralanın, devredenin işletme ile ilgili alacaklarından da sorumlu olduğunu ifade etmiştir. Ancak bu alacakların tahsili için öncelikle devredenin kendisine başvurulması gerektiği, devredenin ödeme yapmaması durumunda devralanın sorumluluğunun devreye gireceği belirtilmiştir (3).

Sonuç olarak, ticari işletmenin satışı veya devri sırasında ortaya çıkabilecek hukuki sorunların çözümü için doğru bir şekilde hareket etmek önemlidir. Bu nedenle, ticari işletmelerin satın alınması veya devralınması sırasında dikkatli olunması ve sözleşmelerin doğru bir şekilde hazırlanması gerekmektedir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15407 E., 2016/1106 K. sayılı kararı: Bir işletmenin devri sırasında ortaklık paylarının devredilmediği ve devrin sadece işletmenin faaliyetlerini kapsadığı durumlarda, alacak davası işletmenin devralanına karşı açılabilir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2011/19647 E., 2012/136 K. sayılı kararı: Satış sözleşmesinin şartlarına uyulmadığı takdirde, alacak davası satış sözleşmesi imzalayan kişiye karşı açılabilir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2010/22983 E., 2011/8714 K. sayılı kararı: Ticari işletmenin satışında, satış bedelinin ödenmemesi durumunda satıcı, işletmenin devralanına karşı alacak davası açabilir.

¹: TTK md. 11/1
²: TTK md. 11/3
³: TTK md. 11/3
: TTK md. 132
: TTK md. 133
: Rekabet Kanunu md. 7
: TTK md. 134
: TTK md. 135
: TBK md. 202
: TBK md. 227 vd.
: TBK md. 146
: TBK md. 147/1-a
: TBK md. 227/2

¹: TBK md. 202/1
²: TBK md. 202/2
³: TBK md. 202/3
⁴: HMK md. 16
: İİK md. 18


(4) Türk Ticaret Kanunu – Ticari İşletme (TTK m. 11-123). https://www.ticaretkanunu.net/turk-ticaret-kanunu-ticari-isletme-ttk-m-11-123/.

bottom of page